Yusuf Topçu

Araştırma Birimi Müdürü
Piyasalarda bir süredir tüm dikkatler 20 Ağustos’ta toplanacak olan Para Piyasası Kurulu’nda.
19 Ağustos 2020

PPK’ya Adım Adım

PPK’ya Adım Adım


Piyasalarda bir süredir tüm dikkatler 20 Ağustos’ta toplanacak olan Para Piyasası Kurulu’nda. Önce sert yukarı yapan döviz hareketi ve borsanın düşüşü, yönünü belirlemek için toplantının sonucunu bekliyor. Yatırımcılar ve şirketler yılsonunu ve 2021 yılını planlamaları için TCMB’nden gelecek olan faiz kararına odaklanmış durumda. Faizler, enflasyon ve döviz kurları denkleminde top Merkez’de, piyasa bekle ve gör modunda.


Faizler 2019 yılının 2. Çeyreğinde %24 seviyelerine sert yükseltildikten sonra devamında düşüş trendine girmişti. Dünya genelinde merkez bankalarının da hep birlikte faiz indirimlerinde birlikte hareket etmeleri Türkiye’nin de işine gelmişti. Özellikle artarak ilerleyen negatif faiz uygulamaları bizdeki faiz oranlarını da aşağı çekmişti. En önemli katalizör de Covid-19’un yıkıcı etkilerinden kurtulmak için gelişmiş ülkeler başta olmak üzere her ülkenin farklı şekillerde uyguladığı genişlemeci para ve maliye politikaları oldu.


Örneğin ABD’de aynı 2008’de olduğu gibi çok hızlı ve agresif bir şekilde para ve maliye politikaları devreye sokuldu. Hazine rekor borç, Fed ise rekor bilanço büyüklüklerine ulaştı. Şimdi ise bütçeye yeni trilyon dolar borç yükleyecek 2. Yardım paketi konuşuluyor. Bu sebeple de Dünya ve Amerika pandemiyle uğraşırken borsalar da yeni rekorlar kırıyor. 


Ancak gelişmekte olan ülkeler ve ülkelerin döviz kurları bu gelişmelerden faydalanamıyor. Yani içerde piyasayı yönlendirecek konu PPK olsa da oradan çıkacak karar da dışarıda olan gelişmelere bağlı oluyor. ABD’den gelebilecek olası ilave mali paket, ABD seçimleri ve ABD - Çin ticaret görüşmeleri bulunuyor, ve Kasım’daki başkanlık seçimleri çok yakından takip edilmesi gereken konular. 


Türkiye’de ise salgın ile ekonomik mücadelede kullanılan genişletici maliye ve para politikaları büyümeye destek verse de enflasyon beklentilerini arttırdı, rezervlerin erimesine ve Türk Lirasının değer kaybetmesine yol açtı. Bu durum, aktif oranın parametreleri yumuşatılarak, likidite kısılarak ve fonlama maliyeti artırılarak durdurulmaya çalışıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz indiriminin devam etmesini istediğini açıklaması ile ekonomistler 20 Ağustos Para Politikası Kurulu toplantısında faizin artırılmayacağında mutabık olmaya başladı. Ancak artan enflasyon beklentileri ve ekonominin ısınmaya başlaması, piyasanın TCMB’ye faizler için yukarı yönlü baskı oluşturuyor.


16 Temmuz’da ise %7.34’e kadar gerilemiş olan Merkez Bankası Ağırlıklı Ortalama Fonlama (AOF) Faizi 14 Ağustos itibariyle 9.06’ya yükseldi ve bu hafta yoluna artarak devam ediyor. Merkez Bankası dün piyasa yapıcılarına verdiği düşük faizli likidite limitini yarıya indirdi ve sonra bu limiti sıfırladı. Geçtiğimiz hafta ve bu hafta açılan 1 ay vadeli repo ihalelerinde basit ve bileşik faizler %10-12 arasında dolanıyor. Özetle faizlerin piyasada şimdiden yukarı çıktığını izliyoruz. Nitekim her vadedeki tahvil faizleri de geçtiğimiz haftalarda sert yükseldi.


Özetle biz PPK’ya PPK da dışarıya bakıyor. Merkez’in istediği düşük faiz yüksek büyüme modelini değiştirmemek. Piyasa, analistler ve anketler de yarınki toplantıda faizlerde değişiklik olmayacağında mutabık. Borsa ve Dolar’ın yönünü görmek için ise hep beraber yarını beklemeye devam edeceğiz.