Yusuf Topçu

Araştırma Birimi Müdürü
Para Piyasası Kurulu’nun 24 Eylül toplantısından çıkacak karar uzun bir süredir tüm piyasanın gündemindeydi.
24 Eylül 2020

TCMB’nin Yeni Hareket Alanı

TCMB’nin Yeni Hareket Alanı
Para Piyasası Kurulu’nun 24 Eylül toplantısından çıkacak karar uzun bir süredir tüm piyasanın gündemindeydi. Merkez Bankası, beklenmeyeni yaparak faizleri analist tahminlerinin de üzerinde arttırarak politika faizini 200 baz puan yukarıya, %10,25’e taşıdı
Merkez Bankası 2020 yılına 16 Ocak’ta yaptığı toplantı ile başlamıştı 16 Ocak’tan bu yana toplamda 7 tane toplantı gerçekleştirirken, bu 7 toplantının 5’inde faiz indirimine gitti. Ocak ayında %11,25 olan politika faizini sırasıyla Şubat ayında %10,75, Mart ayında %9,75, Nisan ayında %8,75 ve son olarak Mayıs ayında %8,25 olarak değiştirdi. 
24 Eylül toplantısından çıkacak karar için beklenti ağırlıklı olarak faizlerin değişmeyeceği yönündeydi. Dolar üzerindeki yukarı yönlü, bitmek bilmeyen baskı, toplantı tarihi yaklaştıkça ağırlığını arttırarak hissettirdi. Eylül ayına 7,34 seviyesinden başlayan Dolar/TL kuru, bu hafta başından itibaren sürekli yeni rekorlar kırarak tarihi rekoru olan 7,70 seviyesini aştı. Hepsinin üzerine uluslararası yatırım bankalarından bazıları, toplantı tarihine günler kala piyasayı Merkez Bankası’nın GLP’de artışa gideceğine dair beklentilere soktu.
Bütün bu kritik eşiklerden geçilirken TCMB sessizliğini korudu. Bugün yapılan toplantı sonrasında politika faizi, %8,25 olan seviyesinden 200 baz puan yukarı çekilerek %10,25’e getirildi. Gecelik Borç Verme oranı %11,75’e, Geç Likidite Penceresi de %13,25 seviyesine çekilmiş oldu. Uluslararası yatırım bankaları bu hafta yayınladıkları raporlarda TL üzerinden alınan faizlerde 100 ila 150 baz puan arasında bir yükseliş gerektiğini belirtmişlerdi. Zira TL faizleri bir süredir enflasyonun altında getiri sağlıyordu. Diğer bir deyişle TL’de negatif reel faiz vardı.
TCMB faiz koridorunu yukarıya kaydırarak ağırlıklı ortalama fon maliyeti’nde (AOFM) kendisine yeni hareket alanı yaratmış oldu. Zira Merkez son 2 aydır piyasayı politika faizi olan %8,25 üzerinden fonlamıyor. Haftalık repo ihaleleri yerine Geç Likidite Penceresi üzerinden, yani %11,25 ile fonlama yapılıyor. Bir süredir devam eden bu fonlama yöntemi sonucunda ağırlıklı ortalama fon maliyeti (AOFM) de Temmuz ayında gördüğü %7,50 seviyelerinden an itibarıyla %10,65’e gelmiş vaziyette. Bu oran da faiz koridorunun üst bandı olan %11,25’e oldukça yakın. Özetle Merkez Bankası hareket alanının sonuna yaklaşmıştı.
TCMB bu hareketiyle piyasanın önüne geçmiş oldu. Bu hafta başından itibaren güçlenen faizde artış beklentileri, GLP’de yukarı yönlü 100-150 baz puan arası bir değişimdi. GLP, uluslararası yatırım bankalarının beklentilerine paralel 150 baz puan yukarı taşındı. Ancak “Faiz” olan politika faizi 200 baz puan arttırıldı. Geleneksel haftalık repo ihalesi neredeyse 2 aydır açılmıyordu. Ancak piyasada bu faiz oranı öncelikli olarak takip edildiği için ve koridorun alt bandını teşkil ettiği için 200 baz puan arttırımı oldukça olumlu bir ilk reaksiyon alınmasına yardımcı oldu. 
Karardan hemen sonra Dolar/TL kuru ilk anda 7,60 seviyesinin altında 7,54’e kadar indi, Borsa İstanbul da hafta boyu yaşadığı olumsuz havadan kurtularak yukarı yönlü bir harekete başladı.
2020’nin Devamı
24 Eylül toplantısı yılın son toplantısı değildi. Haliyle buradan çıkacak bir faiz artışı, yılın son faiz arttırımı da olmayacaktı.
Piyasayı doyurmak kolay değildir. Sıkılaştırmaya gidilirken faizlerdeki hafif artışlar, yeni faiz artışlarına olan ihtiyacı gün yüzüne çıkarır. 50-100 baz puan ile başlayan sıkılaştırma döngüsü, sıkılaştırma sürecini zorunlu olarak hızlandırabilir. Faiz arttırımı döngüsünde ayağını suya sokan Merkez Bankası, ‘levhada’ 200 baz puan artış göstererek sağlam bir duruş sinyali verdi.
Yabancı sermayenin beklentisi uzun bir süredir yüklü faiz artışı. Enflasyonda aylık veriler, kurdaki artışla birlikte yıl sonu enflasyon beklentilerini yukarılara taşımaya başlamıştı. 100-150 baz puanlar ile de mevcut sıkıntıların bir anda çözüme kavuşacağını düşünmek hayalperestlik olur. Ancak güçlü bir mesaj, her zaman için piyasaları en çok etkileyen unsur.
Burada kritik nokta, yılın devamındaki toplantılarda Merkez Bankası’nın oyun kurucu olma ayrıcalığını kaybetmemesi. Piyasanın önüne geçmek bu bakımdan önemli. 2018 Ağustos’unun devamındaki gibi yüklü bir faiz artışı, kur ve enflasyonla mücadelede çok daha etkili bir silah. Faiz koridorunda yukarı yönlü gidişat zamana yayıldığı takdirde ise piyasayı doyuramama ihtimaliniz var. Eylül’de 150 baz puan isteyen, Ekim’de tekrar kapınızı çalacaktır. O noktaya gelinene kadar AOFM’de %13,25’e ne kadar yaklaşılmış olması ise yeni faiz kararını belirleyen unsur olacaktır
Unutulmaması gereken bir diğer husus ise Eylül ayı toplantısının küresel bir satış dalgası ve TL üzerindeki yukarı yönlü baskıların en üst düzeyde olduğu bir dönemde yapılmış olması. 2020 yılının hikayesi burada bitmiyor. Yılın devamındaki tüm PPK toplantılarına giden yollar da en az bugünkü kadar çetin geçecektir.