Yusuf Topçu

Araştırma Birimi Müdürü
TCMB en son 24 Eylül’de yapılan PPK toplantısında sürpriz bir şekilde politika faizinde 200 baz puan artışa gitmişti.
14 Ekim 2020

22 Ekim'de PPK'dan Sürpriz Çıkar mı?

22 Ekim'de PPK'dan Sürpriz Çıkar mı?


TCMB en son 24 Eylül’de yapılan PPK toplantısında sürpriz bir şekilde politika faizinde 200 baz puan artışa gitmişti. Merkez Bankası’nın attığı bu beklenmedik adımın piyasalara etkisi hızlı bir şekilde pozitif olmuştu. 24 Eylül toplantısına gidilirken Temmuz’dan beri devam eden, dövizde yukarı yönlü baskı ve borsalardaki tıkanıklık ve momentum eksikliği, sürpriz bir şekilde arttırılan faizlerden sonra tersine dönmüştü.
Enflasyon beklentilerindeki artış ve Dolar kurundaki sıçrama, Temmuz ayından beri TCMB’nin elindeki en güçlü silah olan faiz oranlarını kullanmaya zorluyor. Önceki yazı ve açıklamalarımızda piyasaları doyurmanın zorluğundan bahsetmiştik. 
Bir kere başlayan sıkılaştırma döngüsü, piyasaya istenilen etkileri yaptıktan sonra etki kuvvetinde bir miktar kayıp yaşar. Nitekim sürpriz 200 baz puandan sonra borsa yönünü yukarı çevirirken dövizdeki gevşeme borsalardaki kadar uzun sürmedi. Bunu sürprizin pozitif etkisine rağmen faizin henüz piyasanın iştahını doyuracak noktalara getirilmemesi olarak okuyabiliriz.


Merkez Bankası faiz silahına davranana kadar uzun bir süre döviz piyasalarını kontrol altında tuttu. Temmuz ayında çıpalanan 6,86 seviyesi, rezerv durumundaki sıkışmayla birlikte terk edildi ve Dolar’da o gün başlayan yükseliş hareketiyle Ekim ayının ortasında 7,90 seviyelerine kadar gelindi.
Arada 200 baz puanlık sürpriz artışın frenleyici etkisini unutmamak gerekir. Teknik olarak 200 baz puan gözüken faiz artışı, faiz koridorunun üst bandı olan Geç Likidite Penceresi’nde 150 baz puandı. Burada 200>150 eşitliği psikolojik anlamda sağladığı destekten dolayı oldukça başarılı bir hamleydi, ancak piyasalarda bulduğu ekstra etki alanını ölçmek olanaksız.
En önemlisi de 24 Eylül PPK öncesi ortamda sert faiz artışı baskısı görünür bir seviyede değildi. Fakat PPK haftasının başlarında bazı uluslararası yatırım bankaları, ardı ardına paylaştıkları raporlarla 2 gün içerisinde piyasada bir faiz artırımı ortamı ve tartışması, hatta uzlaşması yarattı. TCMB ise 200 baz puan artış ile 2 günde oluşturulan beklentinin, dolayısıyla da piyasanın önüne geçti.
Kısa zaman dilimlerindeki mücadele bir süre daha devam edecektir. 22 Ekim toplantısına 1 hafta süre kalmış olsa da yılın sonuna kadar Kasım ve Aralık ayı toplantıları bulunmakta. Merkez Bankası silaha elini attı, ancak şarjörü henüz boşaltmadı. Ne kadarının kullanılması gerektiği de adım adım ilerleyen sıkılaştırma döngüsünde ortaya çıkacaktır.
Bu noktada Dolar/TL için kırmızı çizgi 8.00 olarak gözüküyor. Psikolojik sınır olan 8.00’ın yukarısında gerek ülke risk algısında, gerek Dolar’ın teknik görünümünde büyük değişiklikler olabilir. TCMB, bu çizginin geçilmemesi adına önümüzdeki günleri sıkı kontrole alacaktır. BDDK’nın en son attığı swap faizlerindeki 150 baz puan artışa benzer yeni uygulamaların, enerji keşfine yeni revizyonların, veya 14 Ekim’de gelen sürpriz kurumlar vergisi indiriminde yeni gelişmelerin devamını takip ediyor oluruz. 


Mevcut durumda AOFM %12’yi aştı. %10,25-%13,25 olan faiz koridorunda geleneksel repo ihaleleri açılmamaya devam ediliyor. Piyasa genel olarak %13,25 olan GLP’den, yani üst banttan fonlanıyor. ÜFE’nin %2,65 artıp TÜFE’nin yalnızca %0,97 arttığı Eylül ayı, yıl sonu enflasyonundaki patlamanın ilk habercisiydi. Koridorda alt bant çoktan tarih oldu.
Bugün 8.00 seviyesi Silistre ise 22 Ekim’de yukarı revizyon görürüz. Namık Kemal’in ölümsüz eserinin de 80 sayfa olduğu detayını es geçmeyelim.
Son ve en güçlü silah faiz silahıydı, o silah kılıfından çıkarıldı. 22 Ekim’e yaklaşıldıkça yukarı yönlü atakların kontrol altına alınmasına yönelik uygulamaların ardından PPK’ndan bir sürpriz faiz kararı daha çıkabilir. Çıktığı taktirde bu faiz artışının yılın son faiz artışı olup olmadığını da döngü içerisinde ilerledikçe daha net bir şekilde görebileceğiz.