Mehmet Arın

Yatırım Uzmanlığı Birim Müdürü
e-Yatırım Birim Müdürü Mehmet Arın Merkez Bankaları Faiz Kararlarını Değerlendirdi.
25 Temmuz 2019

Avrupa Merkez Bankası Ve TCMB Faiz Kararlarının Piyasalara Etkisi

Avrupa ekonomisi, uzun zamandır süren Brexit süreci, ABD ile ticaret savaşının bir tarafı olması ve Çin'deki büyümenin sorunlu hale gelmesi sonucunda daralma ile karşı karşıya. Yavaşlayan ekonomi ve düşük seyreden enflasyon gibi sorunlara neden olan bu gelişmeler Avrupa Merkez Bankasını da harekete geçirmek üzere. Uzmanlara göre eğer bir önlem alınmazsa ekonominin %8'inin tehlikede olduğu konuşuluyor

 Brexit anlaşması üçüncü kez parlamentoda oylanıp destek bulamayınca Haziran’da görevi bırakan Theresa May’in yerine Boris Johnson seçildi. Boris Johnson’ın ayrılık yanlısı olduğu biliniyor ve İngilterenin bir anlaşma yapmadan Avrupa Birliği’nden ayrılma ihtimali (Hard Brexit) %40’tan %30a gerilemiş oldu. İngiltere gibi güçlü bir ekonominin birlikten çıkacak olması Avrupa Birliği’nde kısa vadede hisse senedi piyasalarında değer kaybı; orta vadede artan işsizlik, azalan enflasyon ve daralan ekonomi gibi sorunları ortaya çıkaracaktır.

ABD’nin geçen yıl ulusal güvenlik gerekçesi ile ithal edilen çelik ve alüminyuma ek vergiler koyması ve buna Avrupa Birliğini de dahil etmesi sonucunda karşılıklı olarak ticarette korumacı tavırlar sergilenmesine yol açmış ve AB’nin de ek vergiler getirmesi ile sonuçlanmıştı. Yapılan görüşmeler sonucunda otomotiv sektörüne bu ek vergilerin getirilmemesi sağlanmış olsa da bu seçenek Trump’ın tekrar gündemine gelmiş bulunuyor. Avrupa Birliğinden yapılan açıklama otomotiv sektörüne ek vergi getirilmesi durumunda kendilerinin de 35 milyar Euro’luk bir yaptırımı gündemlerine getireceklerini açıkladılar. 

Çindeki çeyreklik büyümenin 27 yılın en düşüğüne gerilemesi şüphesiz ki Avrupa Birliğine üye ülkelerinin de ekonomisini etkiliyor. Talepte yaşanan daralma Avrupa Birliği için küçük bir çıkmaz. Çin ekonomisi dünya ekonomisinin iyileşmesi ile birlikte kurtulacağını planlarken dünya ekonomisi de gözünü Çin’e çevirmiş durumda. Her iki tarafın da reel sektörü rahatlatmak için teşviklere başvurmasını öngörülüyor.

Ekonomik aktiviteyi hızlandırma amacıyla AMB’den piyasayı 10 baz puanlık indirime hazırlaması ve artık fonlamayı -0.50 seviyesinden yapması bekleniyor. Bu seviye AMB’nin tarihindeki en düşük fonlama oranı olacak. Enflasyon beklentilerini iyileştirmek için 10 baz puanlık indirimin yeterli olmayacağını bu yüzden 20 baz puanlık indirim gelebileceğini düşünen analistler de mevcut. Bu indirimin yanı sıra AMB’den tekrar parasal genişleme aracı olan tahvil alım programını (QE) 2020 başında tekrar hayata geçirmesi bekleniyor. Bu programın içeriği en önemli noktalardan biri olacak çünkü bu sefer sadece varlığa dayalı menkul kıymet alınması piyasaları yeterli kaynağı veremeyecek gibi duruyor. Özellikle devlet tahvilleri ve özel şirketlerin tahvillerinin alınması da program kapsamına alınması bekleniyor. Bunun yanısıra FED eğer tek bir 0.25 baz puanlık indirimle yetinirse EURUSD kurunda geri çekilmeleri izliyor olacağız. 

Para piyasalarında uzun zamandır beklenen faiz indiriminin başlangıcını 25 Temmuz Para Politikası Kurulu toplantısı ile birlikte görmeye başlayacağız. 2018 yılının Nisan ayında faiz artışına giden TCMB, Ağustos ayında kur şoku yaşanmasıyla birlikte Eylül toplantısında 625 baz puan faiz artırarak politika faizi oranını %24’e çekmişti.  Normalleşmeye başlayan enflasyon ve kur seviyeleri ile birlikte faiz indirim sürecine girmesi uzun zamandır bekleniyordu. Murat Çetinkaya döneminde daha ihtiyatlı davranan bankanın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile atanan yeni başkanı Murat Uysal ile birlikte izleyeceği patika yurtiçi ve yurtdışı yatırımcılar tarafından yakından izleniyor.

 

 Piyasada TCMB yeni Başkanı Murat Uysal ile birlikte faiz indiriminde agresif bir tutum bekleniyor. Ancak nasıl bir yol izleneceği bilinmediği için 300 baz puanlık indirimin DolarTL kuru üzerinde kısa dönemli bir baskı oluşturabileceği düşünülürken daha fazla indirim yapılması kur tarafında yabancı yatırımcının reel faiz getirisinin azalması sebebi ile yoğun hareket yaratabilir. Beklentinin yüksek olmasından dolayı görece daha az bir indirim TL’yi değerlendirebilir.Yapılan anket sonucunda analistlerin TCMB’den bekledikleri faiz indiriminin ortalaması 250 baz puan olarak açıklandı. Beklentinin 300 baz puanlık bir indirimde konsolide olduğu görülüyor. Yıl sonuna kadar 700 baz puanlık bir indirim beklentisi oluşmuş durumda. Yurtiçi yerleşiklerin geçtiğimiz hafta itibariyle 238 milyon Dolarlık döviz aldığı da bir diğer önemli nokta. Borsa tarafında faiz indiriminden en çok etkilenecek sektör bankacılık olacaktır. Yabancı kurumların sene başında başlayan bilanço korkularının azalmaya başladığı dönemde öncelikli olarak bankacılık sektörünü göz önünde bulundurmakta fayda olacaktır. Tüketici Güven Endeksi Temmuz ayında %2 düşüş göstermiş olsa da otomotiv, beyaz eşya ve gayrimenkul sektörleri de TCMB kararına odaklanmış durumda. Bu sektörlerin de faiz kararına verecekleri tepki olumlu olacaktır.

 

Diger analizler
InvestAZ web sitemizde yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan InvestAZ Yatırım Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor sayfalarında yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz.