Haziran ayının son haftası ile birlikte uzun zamandır ülke gündemini meşgul eden önce yerel seçimler ile başlayan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi ile devam eden süreç 23.06.2019 tarihi itibari ile sona erdi. Yılın neredeyse ilk altı ayının büyük bir bölümünü seçim atmosferi içerisinde geçirmemiz sebebi ile ekonomik gelişmelere çok fazla öncelik verilemediği herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bundan sonra yılın kalan dönemlerinde aradaki açık kapatılarak daha çok ekonomik aktivitelere ve dış politika ile ilgili iyileştirmelere odaklanılacağı açıklandı.
Son zamanlarda ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarında henüz bir anlaşmaya varılamaması küresel piyasaları Merkez Bankaları nezdinde dahi yakından ilgilendiren bir konu olarak kalmaya devam ediyor. Bu hafta gerçekleştirilecek olan G20 zirvesi sırasında hem bu iki ülke devlet başkanlarının görüşmeleri hem de diğer ülke başkanlarının toplantıları ve çıkacak sonuçları takip edeceğiz. Ancak burada bizi ilgilendiren başka bir konu da ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştireceği toplantının sonuçları olacak. Karşılıklı yapılan açıklamalar, gönderilen mektuplar ortamın her geçen gün biraz daha gerilmesine sebep olmaktadır. Geçtiğimiz hafta ABD tarafından Türkiye’nin S-400 füzelerini teslim alması ile yeni yaptırımların uygulanacağı açıklanırken Türkiye tarafından ise alım işleminin tamamlandığını ve planlanan takvim çerçevesinde teslimatının ve kurulumunun gerçekleştirileceği belirtildi. Ayrıca bu hafta Rusya’dan bir ekibin Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Duruma ABD tarafından baktığımızda Donald Trump sadece bizimle değil birçok ülke ile ilişkilerdeki gerginliği sıcak tutmaya çalışıyor. Ben bunun daha çok seçim propagandası olarak kullandığını ve ABD Başkanlık seçimlerine kadar bu tavrını devam ettireceğini düşünüyorum. Türkiye açısından bakarsak kendi sınır güvenliğini sağlamak zorunda olan bir ülke haklı olarak savunma sistemlerini geliştirmeye ve güncellemeye ihtiyaç duymaktadır. Bu noktada da hangi ülkeden ne alımı yapılacağına da Türkiye’nin karar vermesi en doğal hakkı olarak görünüyor.
Bir tarafta Rusya diğer tarafta ABD’nin olması ülkeler arası ilişkileri iyi tutması gereken Türkiye’nin G20 toplantısında kozlarını iyi oynayarak masadan en iyi sonuçla ayrılması seçim belirsizliğinin ardından tamamlanan ikinci bir sorun olarak önümüzde engel olmayı bırakacaktır. Bu gelişmeler sonrası son dönemde FED faiz indirim beklentileri ile değer kaybeden Dolar karşısında TL’nin değer kazanmasına ve yabancı yatırımcının yeniden Türkiye için yatırımlarını yönlendirmeye başlamasını sağlayabilir.